EN | PT | TR | RO | BG | SR
;


NEXT TOPIC

1. GİRİŞ




1.9. Giriş Bölümü


Giriş bölümleri iki temel işlevi yerine getirmelidir. Bunlar, okuyuculara gerekli ön bilgileri sağlamak ve okuyucunun dikkatini metne çekmektir. Gerekli ön bilgileri sunmak için yazarlar girişlerini arka plan bilgileri, kavramsal çerçeveler veya tarihsel arka planlar ile yazabilirler. Burada yazılacak girişin türü yazarın tercihine ve metin yapısının gerekliliklerine bağlıdır. Murray'e (2013) göre “ilginç olmak” akademik makaleniz hakkında söylemek isteyeceğiniz en son şeylerden biri olsa da izleyicilerinizin dikkatini çekmek için üzerinde çalıştığınız konunun konu alanınızda “önemli” olarak algılanmasını sağlamak dikkatli olmanız gerekir.  Ayrıca, ilginç olan teoriler, okuyucularının belirli varsayımlarını reddeder. Bu nedenle giriş bölümünde, konunun önemi ve çalışmanın hâkim bakış açılarını değiştiren özgünlüğü vurgulanmalıdır. Bu noktada Belcher (2019), akademik yazıya, etkileyici bir anekdot, konunuzun çarpıcı bir tasviri, literatürün agresif bir özeti, vahim bir sosyal sorun, merak uyandıran bir düşünce bulmacası veya konunuzun önemi hakkında sağlam bir iddia gibi sürükleyici bir ilk cümle ile başlamayı önermektedir. Giriş bölümleri için bazı açılış örnekleri şu şekilde gösterilebilir.      

Konu açılışı:

Zika virüsünün 2015 yılının başlarında Brezilya'da tespit edilmesinden bu yana, virüs Amerika kıtasında hızla yayılmıştır. (Rasmussen ve ark. 2016)

(Virüs ve doğum kusurları arasındaki ilişki hakkında bir makale için)

Anekdotsal açılış:

New York'ta büyürken ailem beni Inwood Park'ta Kızılderililerin- tüyler ve battaniyeler giymiş gerçek Amerikan Kızılderililerinin- benim gibi çocuklar tarafından görülebileceği ve dokunulabileceği bir etkinliğe götürürdü. Bu etkinlik her zaman bir hayal kırıklığıydı (Tompkins, 1986)

(ABD ders kitaplarının yerli halkların ABD tarihindeki rolüne ilişkin sunumunu analiz eden bir makale için)

Eleştirel açılış:

“Tarihçiler, Afrikalıların köle ticaretine karşı stratejilerini keşfetmekten çok, Afrikalıların esirleri nasıl ürettikleri, taşıdıkları ve sattıklarıyla ilgili soruları açıklamakla ilgilenmişlerdir.” (Diouf 2003)

(Gine Bissau'luların köle ticaretine karşı direniş stratejileri hakkında bir makale için)

Önem açılışı:

Çok az çocuk filmi Aslan Kral'ın başarısına ya da 1994'te ticari olarak ilk kez gösterildiğinden bu yana etrafını saran tartışmalara rakip olabilir (Martin-Rodriguez, 2000).

(Bir Disney filminin endişeli alt metni olarak Amerika Birleşik Devletleri'ne Latin göçü hakkında bir makale için)

Tarihsel açılış:

1970'lerde ve 1980'lerde, yoğunlaşmış kentsel yoksulluğun olumsuz etkilerine ilişkin endişeler ve banliyölerin toplu konutların işgaline karşı direnişi nedeniyle, ABD Konut ve Kentsel Gelişim Bakanlığı (HUD) yeni büyük ölçekli toplu konut projelerinin yapımını yavaşlatmış ve özel kiralama piyasasında düşük gelirli haneleri sübvanse etmek için Bölüm 8 sertifikalarının ve kuponlarının kullanımını artırmıştır (Marr, 2005). 

(Ev sahipleri Bölüm 8 kuponlarına şüpheyle yaklaşırken toplum çalışanlarının düşük gelirli ailelerin konut edinmelerine yardımcı olmak için kullandıkları taktikler hakkında bir makale için)

Tartışmacı açılış:

Yurttaşlık eğitimi önemlidir (Blair 2003).

(Yurttaşlık eğitiminin işleyen bir demokrasi için gerekli olduğunu savunan bir makale için)

Girişler ikili rol oynar: Bunlar okuyuculara temel arka plan bilgisi ve dikkat çekmeyi sağlamaktır. Yazarlar arka plan detayları, kavramsal çerçeveler veya tarihsel bağlamlar ekleyerek ilkini başarırlar. Giriş tarzının seçimi yazarın tercihine ve metnin yapısal gerekliliklerine bağlıdır. Okuyucuların dikkatini etkili bir şekilde çekmek için konunun önemi ve özgünlüğü vurgulanır. Yukarıda belirtildiği gibi ilgi çekici ve ön bilgi sağlayıcı bir anekdot, literatür özeti, düşündürücü bir soru veya konunun önemini vurgulayan bir ifade ile giriş bölümüne başlanabilir.



“Problem durumu” kritik bir giriş bileşenidir. Çalışmanızın ele almayı amaçladığı araştırma boşluğunu veya sorunu kısaca tanımlar. İyi ifade edilmiş bir problem durumu, okuyucuya çalışmanın neyi çözmeye çalıştığına dair net bir anlayış sunar ve araştırma hedeflerinizi ve sorularınızı belirlemek için bir çerçeve sağlar (Creswell ve Creswell, 2017). Problemin ne çok geniş ne de çok dar olduğundan emin olmak önemlidir; her iki uç nokta da çalışmayı daha az etkili hale getirebilir (Ellis ve Levy, 2008).

Bu konuda “Driscoll(2011) “Connected, disconnected, or uncertain: student attitudes about future writing contexts and perceptions of transfer from first year writing to the disciplines. Across the Disciplines, 8(2)” isimli makalesinin problem durumunun çevirisi buna örnek olarak verilebilir:

Bu makale, yazma bilgisi transferine ilişkin ilgili araştırmaları, transfer teorilerini ve motivasyon ile algılanan ders değerine dair konuları inceleyerek başlar. Daha sonra makale, araştırma yöntemini ve çalışmanın bağlamını tartışmaktadır. Çalışmadan elde edilen sonuçları, bulguların tartışılması takip etmektedir. Makale, hem FYC'de hem de disipliner yazma bağlamlarında yazma bilgisinin transferini kolaylaştıracak öğretim stratejileri ve tekniklerini sunarak kapanmaktadır. Bu çalışmanın da göstereceği üzere, öğrencilerin yazmaya ilişkin beraberinde getirdikleri tutumlar, yazma bilgisinin aktarılabilirliğine ilişkin algılarını etkilemektedir; öğrenmenin aktarılmasının “aktif” bir süreç olduğunu bildiğimizden, bu tutumlar öğrencilerin disiplin derslerinde önceki yazma bilgilerini öğrenme ve etkili bir şekilde kullanma becerilerine zarar verebilir (Driscoll, 2011, s. 2).Öğrencilerin Disiplinler Arası Transferde Zorlanması’na yönelik birinci yıl kompozisyon derslerinde ve disiplinler arasında yazma transferinin karmaşıklığına ilişkin kanıtlar Herrington (1984), McCarthy (1987), Walvoord ve McCarthy (1990), Beaufort (2007), Bergmann ve Zepernick (2007) ve Wardle (2007) tarafından yapılan çalışmalarda açıkça görülmektedir. Yazma transferi üzerine yapılan araştırmaların neredeyse tamamı, öğrencilerin farklı yazma bağlamları ve görevlerindeki benzer özellikleri fark edememeleri durumunda, yazma becerilerinin transferinin büyük olasılıkla başarısız olacağını göstermektedir. Her ne kadar öğrencilere eğitim hayatları boyunca kendilerine yardımcı olacak yazma süreçleri ve becerileri öğretilmiş olsa da bu çalışmalar öğrencilerin genellikle bu bilgilerden yararlanamadıklarını ve bunun yerine her durumu tamamen yeni ve yabancı olarak algıladıklarını göstermektedir. Herrington (1984), iki üniversite kimya dersindeki yazma üzerine yaptığı nitel incelemede, öğrencilerin, Herrington'un görevler arasında bulduğu birçok benzerliğe rağmen, her bir dersteki yazma görevlerinin ve gerekli becerilerin çok farklı olduğuna inandıklarını bulmuştur (s. 331). Herrington ayrıca her dersin, öğrencilerin başarılı olmak için önceki bilgilerini nasıl uyarlayacaklarını öğrenmeleri gereken benzersiz bir öğrenme durumunu temsil ettiğini keşfetmiştir (Driscoll, 2011, s. 2).

Yukarıdaki örnekten de görebileceğiniz gibi Driscoll (2011) ana çerçeveyi çizdikten ve ana kavramları açıkladıktan sonra giriş bölümünde “Öğrencilerin Disiplinler Arası Transfer Zorluğu” şeklinde ayrı bir alt başlık oluşturmuştur. Bu makalede, öğrenci tutumları ve motivasyon teorileri ile transfer teorileri arasındaki bağlantıları keşfetmeye ve aralarındaki ilişkiyi araştırmaya çalışmıştır. Böylece, öğrencilerin mevcut yazma transferi sorunlarını literatürdeki temel çalışmalara göre açıklayarak ne yaptığını netleştirmeye ve çalışmanın doldurduğu boşluğu ele almaya çalışmıştır.

Aşağıdaki Tablo 5, bir açılış paragrafının yapısının “genel konu”, “literatürün buldukları”, “eksik yönler veya cevaplanmamış sorular”, “çalışmanın amacı” ve “çalışma yaklaşımı” temalarına göre nasıl düzenleneceğini göstermektedir. Bilgilerin bu şekilde yapılandırılması, zorbalık, ebeveynlik ve kültürel etkiler üzerine daha geniş bir araştırma bağlamında çalışmanın amacını, bulgularını, boşluklarını ve hedeflerini netleştirir.

Özetle, problemi belirtirken çalışmanın etki alanının ne kadar geniş ya da dar olduğuna dikkat etmek önemlidir. Örneğin, mevcut literatürden sentezlenen bilgi ve teoriler araştırmanın çerçevesini oluşturabilir. Araştırma, sorunun karmaşıklığını ortaya koyabilir ve bu iddia diğer çalışmalardan derlenen verilere dayandırılabilir. Çalışma, araştırmaya konu olan değişkenler arasındaki ilişkiyi incelemeyi amaçlayarak literatürdeki bu boşluğa katkı sağlamaktadır.

 



Bu aşama, okuyucuya çalışmayı neden okuması gerektiğini ve çalışmanın diğerlerinden hangi yönleriyle öne çıkacağını açıklar. Araştırmanın mevcut literatüre nasıl katkıda bulunduğunu, bir araştırma boşluğunu nasıl doldurduğunu veya pratik bir sorunu nasıl çözdüğünü açıklar. Bu aşama, okuyucuya çalışmayı neden okuması gerektiğini ve çalışmanın diğerlerinden hangi yönleriyle öne çıktığını verir. Çalışmanın önemi, hem akademik söyleme katkıda bulunacak şekilde teorik düzeyde hem de politika veya gerçek dünya uygulamalarını etkileyecek şekilde pratik düzeyde tartışılmalıdır (Rossig ve Prätsch, 2005; Creswell ve Creswell, 2017). Doğru soruları sormak, bilimsel ve tutarlı yanıtlar elde etmenin anahtarıdır. Güvenilirlik oluşturmak ve çalışmanızı daha geniş bilimsel diyalog içinde konumlandırmak için iddialarınızı mevcut literatürle desteklemek çok önemlidir (Hart, 1998).

İyi hazırlanmış bir giriş, ilgi çekici ve akademik açıdan titiz bir makale için zemin hazırlar. Sorunu net bir şekilde ifade ederek ve çalışmanızın önemini ana hatlarıyla belirterek daha geniş bir kitlenin ilgisini çekebilir, daha etkili tartışmalar yaratabilir ve araştırma alanınıza etkili bir şekilde katkıda bulunabilirsiniz. Bu konuda Driscoll  (2011) “Connected, Disconnected, or Uncertain: Student Attitudes about Future Writing Contexts and Perceptions of Transfer from First Year Writing to the Disciplines. Across the Disciplines, 8(2).” makalesinin önem kısmının tercümesi örnek olarak ele alınabilir:  

Transfer sadece birinci sınıf kompozisyon (FYC) dersleri için bir sorun değildir; aynı zamanda fakültelerdeki dersler de yazma bilgisinin transfer edilmesi ile doğrudan ilişkilidir. Aslında üniversiteler, FYC'de kazanılan bilgi, beceri ve tekniklerin diğer bağlamlara (disipliner, sivil, kişisel ve profesyonel bağlamlar) aktarılabileceğine dair kurumsal bir varsayıma sahiptir. FYC'nin öğrencilere akademik düzyazıda işlevsel okuryazarlık sağladığı anlaşılmaktadır; başarılı bir transfer olmadan fakültelerdeki dersler, ileri disiplin yazma becerileri veya diğer ders içerikleri yerine temel yazma stratejilerini öğretmek için zaman harcamak zorunda kalabilir (Driscoll, 2011).

Bu örnekten de görülebileceği gibi, Driscoll (2011) transfer becerilerinin önemini şu şekilde açıklamıştır:

  • Öğrenme üzerindeki etkileri,
  • FYC'deki önemi,
  • Transferin farklı yönleri ve bağlamları,
  • Ve başarılı bir transfer olmadan ne olacağı

Araştırmanın önemi, araştırma çabanızın ne işe yarayacağını gerekçelendirmede çok önemlidir. Çalışmanızın mevcut bilime nasıl katkıda bulunduğunu, araştırmadaki bir boşluğu nasıl ele aldığını veya pratik bir sorunu nasıl çözdüğünü açıklar. Çalışmanızı, daha geniş akademik söylem ve gerçek dünya uygulamaları içinde bir bağlama oturtarak okuyuculara çalışmanızla ilgilenmeleri için ikna edici nedenler sunarsınız. Driscoll (2011) bunu, disiplinler arası yazma transferi becerilerinin merkeziliğini vurgulayarak, akademik okuryazarlıktaki önemli rolünü ve etkisiz transferin eğitim çıktıları üzerindeki potansiyel sonuçlarını vurgulayarak örneklendirmektedir.