Psikolojik araştırmalarda ölçek geliştirme süreci, her biri geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı oluşturmanın ayrılmaz bir parçası olan birçok aşamadan oluşur. Bu yolculuğun önemli aşamalarından biri, içerik geçerliliğinin değerlendirilmesiyle derinlemesine etkilenen madde seçimi ve azaltma sürecidir. Bu aşama, ölçeği rafine etmek, odak noktasını artırmak ve nihayetinde hedeflenen yapıyı doğru bir şekilde yakalayan bir ölçme aracı üretmek için kritik öneme sahiptir.
Daha önce tartışıldığı gibi, içerik geçerliliği değerlendirmesinde içerik geçerliliği merkezi bir rol oynar. Bu, ölçek maddelerinin hedeflenen yapıyı ne derece gerçekçi, kapsamlı ve doğru bir şekilde temsil ettiğidir. Özünde, içerik geçerliliği, ölçek içindeki maddelerin sadece ilgili olmasını değil, aynı zamanda değerlendirilen psikolojik özellik, davranış veya nitelik ile yakından uyumlu olmasını sağlar. İçerik geçerliliğinin amacı, yapının gerçek özünü yakalamak ve hiçbir kritik yönü incelemeden bırakmamaktır (American Educational Research Association, American Psychological Association ve National Council on Measurement in Education, 2014).
İçerik geçerliliği kavramı, ölçme aracındaki yapının gerçek ruhunu yakalamaya benzetilebilir. Bu, yapının hiçbir kritik yönünün incelenmeden bırakılmamasını ve ölçekteki maddelerin hedeflenen olgunun sadık bir yansıması olmasını sağlamakla ilgilidir. Sağlam içerik geçerliliği olmadan, bir ölçek amaçlanan amacına hizmet etmede başarısız olabilir ve incelenen yapıyı aslına uygun şekilde temsil etmeyen sonuçlar üretebilir (Clark ve Watson, 2015).
İçerik geçerliliği değerlendirme yolculuğu, hangi maddelerin ölçekte kalması ve hangilerinin çıkarılmasının dikkate alınması gerektiği konusunda değerli rehberlik sunar. İçerik geçerliliği değerlendirmesi, yapıyla ilgili alandaki uzmanların ölçekteki maddeleri değerlendirmesine olanak tanıyan önemli bir bileşen olan uzman görüşünü içerir. Maddelerin yapıyı doğru ve kapsamlı bir şekilde temsil edip etmediğini eleştirel bir şekilde değerlendirmek için uzmanlıklarından yararlanılır. Süreç, maddelerin uygunluğu, netliği ve genel temsililiği gibi faktörlerin değerlendirilmesini içerir (Clark ve Watson, 2015).
Ölçek geliştirme sürecinin bu aşaması, uzman geri bildirimleri ve ölçek maddelerinin revizyonları ile karakterize edilen yinelemeli bir aşamadır. Uzmanlar genellikle öğeler hakkında geri bildirimde bulunur ve gerektiğinde düzeltmeler veya açıklamalar önerir. Bu yinelemeli süreç, maddelerin yalnızca yapıyı yansıtmasını değil, aynı zamanda anlaşılır ve net olmasını sağlayarak ölçeğin içerik geçerliliğini artırmaya yardımcı olur.
Bu bağlamda uzman görüşü subjektif bir değerlendirmeden daha fazlasıdır. Bu alanda uzun yıllara dayanan bilgi ve deneyimin sonucudur ve içerik geçerliliği değerlendirmesinde onu güvenilir ve objektif bir araç haline getirir. Uzmanların iş birliği, ölçeğin geliştirilmesi ve etkililiği için güçlü bir temel sağlayarak, maddelerin yapıyı tanımlayan temel unsurlardan etkili bir şekilde faydalanmasını sağlar (Clark ve Watson, 2015).
Çoğunlukla uzman incelemeleri yoluyla gerçekleştirilen içerik geçerliliğinin değerlendirilmesi, madde seçimi için gerekli bilgileri sağlar. Olumlu İçerik Geçerlilik Oranı (CVR) puanları alan öğelerin, incelenen yapının doğru bir şekilde yakalanması için gerekli olduğu kabul edilir. Pozitif bir CVR değeri, konunun uygunluğu ve gerekliliği konusunda uzmanlar arasında fikir birliğini ifade eder. Bu maddeler, yapıyı kapsamlı ve doğru bir şekilde temsil etmek için hayati önem taşıdığı düşünüldüğü için ölçekte tutulur (Lawshe, 1975).
Ancak kapsam geçerliliği değerlendirmesi başka bir önemli amaca da hizmet eder. Ölçek içindeki potansiyel fazlalığı vurgular. Gereksiz maddeler katılımcıların kafa karışıklığına neden olabilir ve ölçeğin verimliliğini tehlikeye atabilir. Bu sorunu hafifletmek için yapının aynı yönünün ölçümüyle sürekli olarak örtüşen veya kopyalayan öğelerin kaldırılması düşünülür. Bu madde azaltma süreci, ölçeği düzene koyar ve fazlalıklardan arınmış, daha kısa ve odaklanmış bir madde kümesiyle sonuçlanır (Clark ve Watson, 2015).
Ölçek geliştirmede içerik geçerliliğinin önemi, psikolojik ve eğitimsel araştırma topluluklarında geniş çapta kabul görmüştür. Ölçek geliştirme bağlamında kapsam geçerliğinin önemine değinen çeşitli çalışma ve yayınlar bulunmaktadır.
Örneğin Haladyna, Downing ve Rodriguez (2002) tarafından yapılan bir çalışma, test geliştirmenin bir parçası olarak içerik geçerliliğinin kapsamlı bir incelemesini sunmaktadır. Yazarlar, içerik geçerliliğinin çeşitli unsurlarını tartışarak, maddelerin değerlendirilmesinde uzman görüşünün önemli rolünü vurgulamaktadır. Çalışmaları, test maddelerini hedeflenen yapıyla hizalamanın öneminin altını çiziyor ki bu da içerik geçerliliğinin merkezinde yer alıyor.
Psikolojik araştırma alanında, O'Neill, Goffin ve Tett (2009) içerik geçerliliğini kişilik değerlendirmesinin temel bir bileşeni olarak araştırmaktadır. Çalışma, güçlü içerik geçerliliğine sahip kişilik ölçümleri oluşturmada uzman görüşünün ve teorik uyumun önemini vurgulamaktadır. Kişilik yapılarının zenginliğini ve karmaşıklığını doğru bir şekilde yansıtan ölçüm araçlarının geliştirilmesi ihtiyacını vurgulamaktadır.
İçerik geçerliliği, ölçek geliştirmenin yalnızca teknik bir yönü değildir; psikolojik ölçeklerin etkinliğinin ve doğruluğunun dayandığı temeldir. Araştırmacılar, uzman görüşünü ve İçerik Geçerlilik Oranını (CVR) içeren metodik bir süreç aracılığıyla, ölçek maddelerinin yapıyı gerçekten ve kapsamlı bir şekilde temsil ettiğinden emin olurlar. Bu titiz değerlendirmenin sonucu, araştırılan yapıyla uyumlu sonuçlar üreten, odaklanmış ve güvenilir bir ölçüm aracıdır.
İçerik geçerliliğinin önemi, psikolojik araştırmalarda da yankı bulmaktadır ve sayısız çalışma, bunun önemli rolünü vurgulamaktadır. Araştırmacılar olarak içerik geçerliliğine öncelik vererek araştırmamızın kalitesini ve etkisini yükseltir, ölçeklerimizin sağlam, anlamlı ve keşfetmeyi hedeflediğimiz yapılarla uyumlu olmasını sağlarız. Psikolojik araştırmaların sürekli gelişen ortamında içerik geçerliliği, kesin, güvenilir ve değerli ölçüm araçlarının oluşturulmasına doğru bizi yönlendiren değişmez bir yol gösterici olmaya devam ediyor.