Nedensellik terimi, bir değişkendeki değişikliğin başka bir değişiklikle sonuçlanacağı fikrine atıfta bulunur. Bu durumda, nedensellik tanımı, bir ön koşulun ilgi değişkenini etkileyebileceği fikrini de içerecek şekilde genişletilmiştir. Örneğin, bir kişinin cinsiyetinin kredi kartı kullanımını etkilediğini düşünebiliriz. Bu, cinsiyetin kredi kartı kullanımı ile nedensel bir ilişkisi olduğu anlamına gelir, her ne kadar bir kişinin cinsiyetini değiştirip kredi kartı kullanımının değişip değişmeyeceğini gözlemlemek imkansız olsa da. Analizin mantığı aynı kalmakla birlikte, "etki" terimi bazen "neden" yerine kullanılır. İki değişken nedensel olarak bağlantılıysa, bunların ilişkili olacağını varsaymak makuldür. Bir ilişki nedensellik için kanıt sağlıyorsa, ilişkinin olmaması nedenselliğin olmadığını gösterir. Bu nedenle, tutum ve davranış arasındaki ilişki, nedensel bir ilişkiye işaret eder: Tutum --> davranış (Aaker ve diğerleri, 2013).
Araştırmacılar, çalışmalarında nedenselliği belirlemeye çalışırken geniş bir nedensel ilişki yelpazesini hatırlamalıdır. Bu, çeşitli yöntemler ve analiz teknikleri uygulamayı gerektirir.
Kapsamlı bir nedensel ilişki seti, hem deneysel hem de deneysel olmayan nicel çalışmalarda gözlemlenebilir. Bu tür ilişkiler doğrudan, aracılı veya karşılıklı olabilir ve bazıları diğerlerinden daha karmaşıktır. Bu karmaşıklıklar, basit doğrusal regresyondan yapısal eşitlik modellerine (SEM'ler) kadar değişebilir.
Şekil 7'de sekiz tür nedensel ilişki gösterilmiştir: